ABD’den IMF ve Dünya Bankasına çağrı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu’nda konuşan Bessent, uluslararası ekonomik sistemdeki dengesizliklere işaret etti.

Bessent, uluslararası sistemi düzene kavuşturmak için önce IMF ve Dünya Bankasını kuruluş amaçlarıyla yeniden buluşturulması gerektiğini belirterek, görevlerinin sınırlarını aşmalarının bu kurumları rotalarından saptırdığını, kurumların paydaşlarına hizmet ettiğinden emin olmak için önemli reformlar yapılması gerektiğini vurguladı.

ABD Hazine Bakanı Bessent, “Küresel finansa yeniden denge kazandırmak için IMF ve Dünya Bankasının net bir liderlik sergilemesi gerekecek.” dedi.

Scott Bessent, “‘Önce Amerika’ demek ‘yalnız Amerika’ demek değildir.” ifadesini kullanarak, aksine bunun ticaret ortakları arasında “daha derin işbirliği ve karşılıklı saygı” çağrısı olduğunu dile getirdi.

Bessent, ABD’nin IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlarda liderliğini artırmayı amaçladıklarını, daha güçlü bir liderlik rolüyle “Önce Amerika” yaklaşımının uluslararası ekonomik sisteme adaleti geri getirmeyi hedeflediğini kaydetti.

Dengesizliklerin en açık şekilde ticaret alanında görüldüğünü belirten Bessent, bu yüzden ABD’nin küresel ticareti yeniden dengelemek için harekete geçtiğini aktardı.

Bessent, ABD Başkanı Trump’ın tarife açıklamasının ardından 100’den fazla ülkenin kendileriyle temasa geçtiğini dile getirerek, anlamlı görüşmeler yürüttüklerini ve başka ülkelerle görüşmeyi de beklediklerini ifade etti.

Özellikle Çin’in yeniden dengelenmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bessent, Çin’in ihracata dayalı ekonomik modelinin sürdürülemez olduğunu ve tüm dünyaya zarar verdiğini anlattı. Bessent, “Çin’in değişmesi gerekiyor. Ülke değişmesi gerektiğini biliyor. Herkes değişmesi gerektiğini biliyor. Biz de değişmesine yardımcı olmak istiyoruz çünkü bizim de yeniden dengelenmeye ihtiyacımız var.” dedi.

Çin’in ihracat fazlasından uzaklaşıp, kendi tüketicilerini ve iç talebi destekleyen bir modele geçiş yaparak bu değişime başlayabileceğini belirten Bessent, bunun dünyanın ihtiyaç duyduğu küresel yeniden dengelemeye katkı sağlayacağını kaydetti.

Bessent, ABD’ye yönelik sürekli talep bağımlılığının da küresel ekonomik dengesizliğin bir parçası olduğuna dikkati çekerek, “Bazı ülkelerin politikaları aşırı tasarrufu teşvik ediyor, bu da özel sektör öncülüğündeki büyümeyi engelliyor. Diğerleri ise ücretleri yapay olarak düşük tutuyor, bu da büyümeyi baskılıyor. Bu uygulamalar, büyümeyi teşvik etmek için ABD talebine küresel bağımlılığa katkıda bulunuyor. Ayrıca olması gerekenden daha zayıf ve kırılgan bir küresel ekonomiye yol açıyor.” diye konuştu.

Trump yönetiminin ABD’nin küresel ekonomik liderliğini sürdürmeye ve genişletmeye kararlı olduğunu vurgulayan Bessent, “IMF ve Dünya Bankası uluslararası sistemde kritik roller üstleniyor. Trump yönetimi de misyonlarına sadık kaldıkları sürece bu kurumlarla çalışmaya istekli.” dedi.

Bessent, mevcut durumda bu kurumların görevlerini yerine getirmekte yetersiz kaldığını, geleceğe dönük olarak Trump yönetiminin ABD’nin bu kurumlardaki liderliği ile etkisini güçlendirecek ve önemli görevlerini yerine getirmeleri için onları zorlayacağını aktardı.

ABD’nin bu kurumların yönetim ve personelinden gerçek bir ilerleme göstermeleri için hesap verebilir olmalarını da talep edeceğini belirten Bessent, “Hepinizi bu kurumların temel görevlerine yeniden odaklanmaları için bize katılmaya davet ediyorum. Bunu yapmak hepimizin ortak menfaatinedir.” dedi.

IMF ve Dünya Bankasına yönelik eleştirilerde bulunan Bessent, IMF’nin uluslararası parasal işbirliğini teşvik etme, uluslararası ticaretin dengeli büyümesini kolaylaştırma, ekonomik büyümeyi teşvik etme ve rekabetçi kur kaybı gibi zararlı politikalardan caydırma misyonundan zamanla saptığını savundu.

Bessent, IMF’nin artık orantısız biçimde zamanını ve kaynaklarını iklim değişikliği, toplumsal cinsiyet ve sosyal meseleler gibi konulara ayırdığını, bu konuların Fon’un görevi olmadığını ifade ederek, IMF’nin temel görevi doğrultusunda Çin gibi yıllardır küresel düzeyde bozulmalara neden olan politikalar ve şeffaf olmayan para birimi uygulamaları izleyen ülkelerden hesap sorması gerektiğini dile getirdi.

Dünya Bankasının da yeniden amacına uygun hale getirilmesi gerektiğini belirten Bessent, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’e hala “gelişmekte olan ülke” muamelesi yapılmasının ise “absürt” olduğunu kaydetti.