Bazı şarkılar vardır, ne kadar dinleseniz de eskimez. Hatta o şarkılar yıllar geçtikçe daha da keyif verici hale gelir sizin için. Güllü’nün efsane albümü Oyuncak Gibi’deki Kopamam Senden şarkısı da tam olarak öyle. Fakat dönemin şartlarına göre çekilen klip, şarkı kadar damar değil, hatta detaylara bakınca oldukça komik. Biz de ‘Kopamam Senden’in klibini daha komik bir hale getirip detayları size anlatalım istedik. Buyurun klip analizi bölümüze…
Bundan tam 31 yıl önce, 13 Nisan 1994’te dönemin en iyi arabesk albümlerinden biri çıktı. İnce, uzun, sarışın ve güzel bir kadın “Kasımpaşalıyım, eli maşalıyım” diye şarkı söyleyip dans ederken biz de epey bir eğleniyorduk.
Ama hiç kimse Güllü’nün Roman dansı yaptıktan sonra dünyanın en damar şarkılarını da bu albümde söylediğini haber vermedi. “Oyuncak Gibi”den tutun, “Sabah Olmadan”a, oradan alın “Kopamam Senden”e gelen kadar bizi duvardan duvara vuran bütün şarkılar bu albümdeydi.
Albümün sonradan kıymeti anlaşılan damar şarkısı “Kopamam Senden”e çekilen klip ise nedense hiç konuşulmadı çünkü gerçekten şarkının damar ruhunu yansıtmayan ve alelade çekilmiş bu klip aslında çok komik detaylar barındırıyor. Klibin en başında henüz Banu Alkan’la “Ünlüler Çiftliği” programında saç saça baş başa kavga etmemiş, masum ve genç bir Güllü görüyoruz.
Sonra bir at arabasının altına yığılmış rakı boş rakı şişeleri kadraja giriyor. O zamanın rakı şişesi etiketleri maviydi, yaşlılar bilir…
At arabası ve şişe detayını gördükten sonra güzeller güzeli Güllü ekrana geliyor. Ağacın altında bi yerde oturduğunu görüyoruz ama oturduğu yeri görünce “yok yav, değildir herhalde” diye de içimizden geçiriyoruz.
Evet, gerçekten de Güllü ağacın altındaki bir sandalda oturuyor. Muhtemelen balığa çıktıktan sonra deniz çekildi ve karada kaldı ihtimali de akıllara geliyor. Yalnız o esnada arkada iki tane delikanlı görüyoruz. Duruşlarına bakılırsa bu kişiler komi çünkü bu gerçek bir komi duruşudur.
Sonraki karede her şey biraz daha netleşmeye başlıyor. Meğersem Güllü klip çekmek için bir restoranı seçmiş ama işin ilginç yanı, restoran faaliyetlerine bu esnada devam ediyor. Arkadaki komilerin de açık büfe kurmak için orada bulunduğu anlaşılıyor.
Komiler ikiyken üç oldular dikkat ederseniz. Bir taraftan menemen tenceresini büfeye yerleştirirken içlerinden biri “la kapağını kapat la müşteri gelmedi daha” diye öbürüne sesleniyor, diğeri de klip çekilirken Güllü’yü seyrediyor.
Yumurtalar pişerken Güllü acı çekmeye devam ediyor tabii ki ama kimin umrunda? “Biraz da şark köşesinde ağlayayım çünkü kopamıyorum bildiğiniz gibi” yüz ifadesini de net olarak görüyoruz kendisinin.
Güllü yeniden karada kullanılan ilk sandala geçiş yapıyor. Bu kadını tsunamiden çıkmış gibi yapan aşk bizlere neler yapmaz? Bu arada komiler bire indi, buna da dikkat edin. Öbürleri reçel büfesini kurmaya gitmiş.
20’lik diş ağrısıyla yarı bitkisel hayatı aynı anda yaşamaktır aşk acısı sevgili dostlar. Güllü’nün yüzüne bakarsanız görürsünüz o derin darbeyi. Herkesten ve her şeyden kopulur, size bir şey olmasın. Teşekkürler Güllü, teşekkürler damar sektörü…
Madem o kadar konuştuk, hem izleyip hem de dinleyelim… Söz: Şakir Askan, Müzik: Kemal Taşçeşme
GÜNDEM
12 saat önceGÜNDEM
18 saat önceSPOR
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceSPOR
3 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önceSPOR
5 gün önceSPOR
5 gün önceGÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
12 gün önceGÜNDEM
12 gün önceGÜNDEM
13 gün önceGÜNDEM
13 gün önce