The Living Lands’teki maceralarınız sırasında kamp alanımıza toplamda 4 karakter konuk olacak. Bunlardan aynı anda iki tanesini yanımıza alabiliyoruz, diğer ikisi kamp alanında bekliyor. Açıkçası büyük ölçüde The Outer Worlds’ünkine benzer sistem olmasına rağmen uygulamada bana ondan çok daha iyi entegre edilmiş gibi geldi. Özellikle de biz direkt komut vermesek de yapması gerekenleri iyi biliyor genelde yoldaşlarımız.
Ayrıca hikâyede ilerleyip samimiyet kurdukça kamp alanında muhabbet ederken çeşitli kalıcı yetenekler öğretmeyi de teklif ediyorlar. Sırf bu açıdan bile sevin, bağrınıza basın onları!
KAI
Daha limana ayak atar atmaz ilk tanıştığımız karakterlerden birisi Kai. Zamanında Rautai ordusunda denizcilik yapıp Deadfire’da yelken açtıktan sonra yeni bir hayata başlamak için The Living Lands’e gelmiş bir sahil aumaua’sı. Thirdborn’a sığındıktan sonra oyunun geçtiği tarihten birkaç yıl öncesinde Paradis’e gelmiş. O günden beridir de Dawnshore taraflarında paralı askerlik yapıyor.
Oyunun “tank” diyebileceğimiz yoldaşlarından birisi. Düşmanın ilgisini üzerinde tutmak ve örümcek ağlarıyla kapanmış yolları yakarak açmak için kendisine bolca başvuracaksınız. Ayrıca kendisini Brandon Keener seslendiriyor. Mass Effect’ten Garrus’u özlediyseniz özlem gidermek için de ideal yani kendisi.
MARIUS
Biraz huysuz ama bir o kadar da başarılı bir iz sürücü ve avcı olan Marius da yine nispeten başlarda yanınıza katılıyor. Kai’yle eski dostlar ve birbirlerine sık sık sataşmaktan da büyük keyif alıyorlar. Başta daha çok “Ben kendi paçama kurtarmaya bakarım, siz kendi kendinizi kurtarın” mantalitesinde takılsa da tanıdıkça hem siz ona hem de o size ısınmaya başlıyor; pamuk gibi tonton bir dağ cücesi olduğunu görüyorsunuz.
Galawain’s Tusks bölgesindeki izole cüce şehri Solace’tan kendi kendini sürgün etmesi konusunda ağzından laf almanız bayağı bir uzun sürecek ama oldukça ilginç bir hikâyesi var; öğrendiğinize değiyor.
Ayrıca vahşi doğada hayatta kalma konusundaki tavsiyelerini dinlemek de çok keyifli. Etrafta bulmakta zorlandığınız hazineler varsa onları işaretlemesi de çok kıymetli.
GIATTA
Giatta Castell, grubunuza Emerald Stairs’taki Fior mes Ivèrno şehrine vardığınızda katılıyor. Kendisi okyanus insanı bir animans ve Vailia Cumhuriyeti’nden gelip bölgeye yerleşmiş bir ailenin kızı. Ailesini bir animancy deneyi sırasında kaybettikten sonra onların mirasını devam ettirmeyi takıntı haline getirmiş. Aynı zamanda Yatzli ve Fior’un yerel animanslarından Quilicci’nin manevi kızı. Kamp ortamında korku hikâyeleri anlatmaya (özellikle de Marius’u korkutmak için) bayılıyor.
Path of the Damned zorluğunda falan oynamaya niyetliyseniz yetenekleri aşırı işe yarıyor, zira hem şifa büyüleri var, hem üzerinize maksimum canınızı arttıran kalkanlar koyabiliyor hem de hızınızı çok arttırıyor.
YATZLI
Deli dolu ve enerjik bir orlan büyücü olan Yatzli’yle Emerald Stairs’a adım atar atmaz tanışacak olsanız da grubunuza katılması çok daha sonralarda gerçekleşiyor. Herkesle ve her şeyle flört etse de gönlü Quilicci’den yana olduğundan kendisini bu konuda çok da ciddiye almamak lazım. Godless uygarlığı konusunda belki de Eora’daki akademik olarak en bilgili kişi aynı zamanda. Bu da onu Godless yıkıntılarına doğru amansızca çeken bir unsur.
Büyüleri hem alana hem tek hedefe güzel vurduğundan gayet yıkıcı olabiliyor. Aynı zamanda illüzyonları bozma yeteneğine de sahip -ki ileriki bölgeleri araştırırken buna da sıklıkla ihtiyacınız olduğundan oyunun ileriki aşamalarında grupta sabit tutmak isteyeceğiniz karakterlerden birisi.
GÜNDEM
Az önceEKONOMİ
3 saat önceGÜNDEM
4 saat önceEKONOMİ
6 saat önceSPOR
15 saat önceGENEL
17 saat önceGÜNDEM
17 saat önceEKONOMİ
24 saat önceGÜNDEM
24 saat önceGÜNDEM
1 gün önceSPOR
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceEKONOMİ
2 gün önceSPOR
2 gün önceEKONOMİ
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önce